13 Ekim 2008 Pazartesi

Matsuri~Bayram 3

Efendim 3 gün 3 gece süren bayram bitti vallahi bende bittim.Sevindiğim tek şey mahallemdeki herkesle tanıştım.Onlarla bir arada olmak yalnız olmadığımı bilmek bana çok iyi geldi.3 gecedir çok rahat uyuyorum.Yani eskiden telaşım olurdu bana birşey olsa kapısını çalacak kimsem yok derdim ama artık çok kimsem var şimdiden 3 davet aldım :) telefon numaraları alındı verildi.Çok mutluyum çok.Israr üzerine bayramın her anına dahil oldum hatta balığın izni olduğundan 1 gününe o da dahil oldu.Herkes pek bir beğendi balığımı.İçim rahatladı Japonun Japonu onaylaması beni rahatlattı.Bu bayram şehrin genelinde 5 mahallede kutlandı.Yukarıda görünen araca Yatai diyorlar ve her mahallenin kendi Yatai var.Ve el yapımı oymalarla hazırlandığından epey pahalılar~mış.Bayramın son günü sabah 8 de Shintoizm tapınağına (Jinja) gittik.4 yatai ile birlikte konvoy halinde yol aldık.Yukarıda ki fotoğraftaki soldaki Yatai bizim :) (ayy sahiplendim bile )
ve bu ikisi de diğer mahallelerin :) her mahallenin kendi içecek ve yiyecekleri vardı.Sabah 8 de başladılar içmeye ben daha gözümü açamazken onlar 3 . biralarını içiyorlardı.Herşey ücretsizdi.Dondurma bile :) ama kimse cebine orasına burasına sokmadı.İçebildiklerini içtiler.
bu bizim yatai ımızın ön görünümü
Öndeki bu ipte bağıra çağıra yol aldık :)
Arka tarafı yatai ımızın :) 2 flütmü ne denir bilemiyeceğim ve taiko (vurmalı çalgı) davul ayrıca içinde de davullar vardı.3 gün boyunca aynı parçayı çaldıklarından hala kulağımda çalıyor :)
Ve burası Jinja burada dualar edildi.Ve sonra isteyen herkes bahçeye oturdu çünkü dua bitince Mochi (pirinçten yapılan bir yiyecek)atılacaktı.Yukarıda balkonda duranlar attılar üzerimize bir sonraki postta videosu olacak :)
Herkes poşet poşet toplarken ben acemilikten ve utangaçlıktan ve ne olduğunu bilmediğimden 8 tane yakalayabildim :) dua sonrası herkes kendi mahallesine geri döndü.

Balığımın notuna göre benim mahallem baya bi zenginmiş.Bu grubun kendine ait bir binası var.Oranın bahçesinde eğlence devam ediyordu.Sonra birden bu 34 kiloluk tın balığı geldi.Tahminen 750 ytl civarında .Balık uzmanlarca kesildikten sonra
Çiğ çiğ yediler buna da Sashimi deniliyor zaten.No panic ben yemedim :s
Ve yukarıda ki foto sabah Jinja ya gelmeyen yatai.Onlar budist oldukları için sabahki törene her yıl katılmıyorlarmış.
Gene bağıra çağıra bir elde içki yollara düştük meğersem 3 yatai'ın buluşma yerine gidiliyormuş.Resimdeki gibi 3 yatai park edildi ev yaklaşık 25 dakika bağırıldı çağırıldı :)
Ben onlara uzaktan bakarken bir anda beni birisi ortaya attı ve ben onların ortasında buldum kendimi çook utandım çok.Tek yabancı bendim ve herkes bana bakıyordu.Beni 10 dakika kadar bırakmadılar.Çok eğlendim ama bir o kadar da utandım.Bu toplanma 1 saat kadar sürdü ve dağıldık.Tekrar binaya döndük ve onlar içmeye devam ederlerken ben evin yolunu tuttum.
3 günün sonunda bana kalan

*ağrıyan bacaklar
*ağrıyan bir baş
*içinde hala davul çalan kulaklar
*yalnızlık hissinin yerine güvende olduğumu hissetmek
*ve uyurken bile suratımda kalan kocaman bir gülümseme

Dini dili ırkı olmadığına inanıyorum bayramların ve bayramları çoookk seviyorum :)


photos by serrose


2 yorum:

  1. canim benim bitanem
    ne guzel eglenmene cok sevindim....

    YanıtlaSil
  2. bu postu okumak benide rahatlatti valla. bende kendime ara ara böyle hissediyorum ki belçika öyle irak, Türk toplumunu geç, yabanci milletlerden yoksun bir ülke de degil hani, ama yinede insan "vatanim" gibisinden bakamiyor ne kadar sindirmis olsa bile yasadigi ülkeyi. son yillar kendimi belçikada daha iyi hissediyorum, belkida üniversiteye baslamis olmanin, gelecegimi sekillendiren yolun ilk önemli adimini atmis olmamdan kaynaklaniyor bu his... öyle ya da böyle insanin kendini tanidik ama 'yabanci" bir ülkede iyi hissetmesi çok önemli. seni o yönden çok iyi anliyorum (:

    YanıtlaSil

Vakit ayırıp fikrinizi belirttiğiniz için teşekkürler
Hakaret veya konu ile alakasız olmadığı sürece bütün yorumlar yayınlanır

Sevgilerimle
Sergül